“Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Direnmek neşe verir.

12 Şubat 2013 Salı

insan beyninde saniyede yaklaşık dört milyar bit nöral faaliyet meydan geliyormuş. ancak bunların yaklaşık yirmi bini bilinç seviyesinde algılanabiliyormuş.
yanlış bir bilinçle yaşıyoruz anlamına mı gelir bu? bana kalırsa eksik demek daha doğru.
yanlışlık bu eksikliğin farkında olmamamızda. kabul edemememizde.
en yakınımdaki insana dair fikirlerimin bile bu kadar eksik olması her karşılaşmayı yeni bir karşılaşma haline getirmez mi? durum bu kadar basit görünmüyor. karşılaştığım kişi bu farkındalıkta değilse eksik yargılarıyla yaklaşacak bana. ben de onu yine eksik yargılarımla karşılayacağım. peki bundan ne çıkar?
bilimsel ya da felsefik düzeydense gündelik olanda bunu anlamamız daha kolay. herkes çok yakın olduğu bir insana hayatında en az bir defa şunu söylemiştir: "seni hiç tanımamışım". ya da "çok değiştin sen". bu ikisi arasındaki fark suçlamanın yöneliminden başka bir şey değildir. özne ilk cümlede kendisini ikincide karşısındakini suçlar.
ben (ki bu eksik bir algıdan başka bir şey değildir) seni (ki bu kendisi eksik bir algı olan ben'in yine eksik bir algısıdır) hiç tanımamışım. bu cümle aynı zamanda karşı taraftan tutarlılık bekler. kendisi eksik bir tutarsızlıktan başka bir şey olmadığı halde.
bir ileri düzeyde ben ve senin farklı olmadığımızı da anlarız nörobiyoloji dilinden gidersek. birbiriyle ilişkili, birbirine içkin, geçişli, geçirgen nöral faaliyetleriz sadece.
amma.. her ne kadar mana maddi olsa da.. yorumsamayı gerektirir.. rasyoneliz en nihayetinde.. maksadına uygun..