“Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Direnmek neşe verir.

4 Kasım 2016 Cuma

sevgili,

yazmak iletişim kurmak değil direnmektir demişti çok sevdiğim bir hocam, ölmeden önce. 'ölmeden önce' yerine 'yaşarken' deyivermek isterdim ama ne mümkün. kafam hep ölüme meylediyor.

kafka için yazmak nefes almak gibiymiş. geceleri yazmak yerine uyumasını tavsiye eden bir arkadaşına, bu durumda sabah uyanamayacağını söylemiş. aslında söylemiş mi emin değilim. bunu nerede okudum bilmiyorum. belki de okumadım ama böylesini yakıştırırdım kafka'ya. hayalimdeki kafka'nın cevabı bu olurdu herhalde.

yani bizler okunacağımızdan emin olmadığımda daha iyi yazıyoruz gibi geliyor bana. cümleler daha içten dökülüyor sanki. daha kalpten, daha karından. maymunlar karınlarıyla düşünürler ne de olsa. ama okunabilme ihtimali olmadan da motor çalışmıyor. görülme ihtimali nefes gibi.

bütün sermayesi kafası olan bir insanın oyunculuk gibi bütün bedenin kafa kadar kullanılmasını gerektiren bir alana yönelmesi hem çok anlaşılır hem çok anlaşılmaz geliyor bana. çok mantıklı ve çok saçma. ambivalan duygular deniyormuş buna: birbirine karşıt duyguların bir arada yaşanması. yeni öğrendim, hemen sana satayım dedim sevgili.

evet bunu isterim aslında. yeni öğrendiğim bir şeyi hevesli hevesli gidip paylaşmak sevdiğimle. hem de hiç etkilenmeyebileceği ihtimali sereserpe dururken ortalık yerde. kafasına da aşık olmak bir kadının. gözlerine, ses tonuna, gülüşüne olduğum kadar.

aşık olmak isterim ey sevgili.

görülme, bütün bedenini ortaya dökme ihtimali, bir başka karaktere beden-zihinini devretme, yalandan da olsa gerçek olma ihtimali. ambivalan durumlar.

geçmiş maymun yaşantımın çok uzağında kaldığımı düşünüyorum ben de. insana dönüşmüş olduğumu duyumsuyorum içimde. unumu serdim, eleğimi astım. öyle miydi sevgili bu atasözü?!

tek başına gidilen tatillerde tanırmış insan kendini. kendini yaşadığı toplumun parçası olarak kavraması ancak o toplumun dışına çıkınca mümkün olurmuş. bu zaten cepte. bir de duygulanışlar var biliyorsun. arzu var, sevinç var, keder var. iki kişi de tek başına gidilebilir belki tatillere. iki kişi de bir başına olunabilir belki.

tatile çıkalım ey sevgili.