“Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Direnmek neşe verir.

16 Kasım 2016 Çarşamba

dedesinin mezarına yaklaşık beş, babasının mezarına yaklaşık iki metreye gömdüler cansız bedenini. babamın mezarından daha büyük olmasın benim mezarım diye buyurmuştu babası. bu yüzden dedesinin mezarı en büyük, babasınınki ondan küçük, kendi mezarı en küçüğü. doğduğu, büyüdüğü, evlendiği, yedi çocuk büyüttüğü eve yaklaşık elli metre uzaklıkta bu mezarlık. yedi ceddi çürüdü gitti toprakta. çocukken, toprak henüz çekmemişken bedenini, kemikler bulurlardı mezarlığın etrafında. bu kemiklerle oyunlar oynarlardı. o kemikler ki vakti zamanında yüz kiloluk ataları ayakta tutmaya yararlardı.

şimdi bu mezarlıkta dua okuyan torun, yani ben, inanmıyorum bile aslında. ellerimi iki yana açtım, ağzımı hareket ettiriyorum sadece. hem eğer bu mezarlar gittikçe küçülmek durumundaysa, beni nereye gömecekler.. en büyük dedem bu durumu düşünüp devasa bi mezar yaptırmalıydı bence. hadi ben gömüldüm diyelim, benim çocuğumun mezarı nolacak?

sahi benim çocuğum olacak mı dersin.. olacak da bir de ölecek mi.. dedem ölmeden önce, hasta yatağında, kaçan kovalanır dediydi, ben de 'bahar noktası'nı anlattımdı ona..
- şekspir mi dediydi bana, şekspir kim oğlum.. sen bizim yazarlarımızı okusana..
- aynı şey işte dede, kaçan kovalanıyor, cool olan kazanıyor.. karizmatik bir ton tutturuyor elin kadını, belli bir maskenin arkasından sevdiriyor kendini sana..
- arabeske kaçma oğlum dediydi bana, arabeske kaçıyorsun, kaçma.. bak dayın arabesk yaşadı, dişçiye para ödemekten anam ağladı..
- ne dişçisi dede..
- e dövdüğü bekçilerin dişçisi...

çukurova'da doğan güneş biricikmiş gibidir. yani sanki istanbul'da başka, çukurova'da başka güneş doğar. kavurur bu güneş. dedemin mezarına toprak atıyorum. içimde bir iş yapmanın saadeti. dedeme karşı vefa borcumu ödüyorum. güneş anlımın ortasında yazı gibi parlıyor. alnımın yazısı, biliyorum, dönüp dolaşıp bu köye dönüp dolaşacağım, biliyorum, dön babam dönüyorum.

ölüm törenleri ölen kişi geri gelmesin diye yapılır. gömelim ki öldüğünden emin olalım. gömmezsek eğer, geri dönebilir.. nasıl emin oluruz öldüğünden.. bize öldürmek yaraşır..

ben zaten kimi sevsem ölüyor, ölmedi ben öldürüyorum..