“Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Direnmek neşe verir.

23 Temmuz 2013 Salı

işte böyle dostlar. bir uzun gece olur. gece uzar. gece yazdırır.
işte böyle bir insandır bu kulunuz. geçmişi toplar, çıkarır, çarpar, böler. yalnızlık kalır geriye.
yalnızlık ve kimsesizlik, özgürlük ve yoksunluk karışır bazen gecede. kimsesiz olan yalnız değil midir aynı zamanda ve her şeyden yoksun olan özgür de sayılamaz mı bir bakıma?
insanlara iyi gelmek iyi de, insanlardan da iyi gelse ya biraz. iyisi kötüsü hepsi kabul. yeter ki eşit koşullarda insan gelse biraz. özgür ruhlu insan gelse biraz.
bir martı gelir gelse gelse. konar pencereye. bir kumru yuva yapar aynı pencerenin önüne. dünyaya getirmek için kendi canından bir can, cananından canan.
gülümsemek için yeter elbet bu da. baksana şu kumruya. ürkek ürkek tartıyor gelen var mı bu taraftan diye. yumurtasının üstünde. kalbiyle, etiyle ısıtıyor yavrusunu. hiç düşünmüyor kaçıp gitmeyi. yavrusu var altında, canı. bırakır mı hiç?

benim de olacak mı bir yavrum ya rab?
kaşlarını çatıp kızacak mı bana
birlikte mesela konuşacak mıyız gezi olayları üzerine
"baba sen ne yaptın o sırada, sakın uzaktaydım deme" diye 'ayar' verecek mi bana
ilk sevgilisiyle buluştuğunda mesela...

ya rab!
bir kumrunun pencereme yaptığı yuva mıdır bu hayalleri düşüren aklıma?
ondan mı içimde bir can dündar yeşerdi!

hayat ne güzel şey ya rab,
gece ne güzel,
var olmak da öyle,
özgürlük ne güzel!