“Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Direnmek neşe verir.

28 Kasım 2012 Çarşamba

bugünün yönetmeni 'gözünü seviim oynama' diyorsa oyuncuya, aslında 'doğru oyna' demek istiyordur.
bugün bir oyuncu 'vallaha iyi işe seyirci her türlü geliyor' diye lafa başlıyorsa büyük ihtimalle 'mesela biz' diye devam edecektir.
bugün bir seyirci oyundan sonra 'özellikle oyundaki ..yı çok beğendim' gibi ayrıntı üzerinden yorum yapıyorsa tiyatroya ucundan kıyısından bulaşmıştır. bu bulaşmışlığı açık etmek için yapar yorumunu.
bugün bir başka seyirci oyundan sonra önce kısa bir es verip sonra 'konuşuruz' diyorsa oyunu beğenmemiştir. kibardır ama, kibirlidir de.
bugün bir tiyatrocu 'biz tiyatrocular birbirimizi çekemeyiz' diye lafa başlıyorsa 'ama rekabet üretkenlik de getirir' diye devam edecektir. yaptığı hegemonya üretmekten başka bir şey değildir. kapitalizm karşıtı oyun yapar ama kapitalistin ağzından konuşur.
bugün tiyatroda yönetmenler oyuncuların önüne geçmeye çalışıyorsa, rejisini seyircinin gözüne gözüne veriyorsa, bunun da kapitalizmle ilgisi vardır. kimse kusura bakmasın.
bugün yönetmenler başka bir yönetmenin oyununu izledikten sonra oyuncuları bol bol övüyorlarsa 'oyuncular iyi de sen ne yaptın' demek istiyorlardır yönetmene. kategorizasyona düşerler. oyuncunun oyunu aksesuardır, dekordur, ışıktır bir yerde. görmezler.
bugün yönetmenler başka bir yönetmenin oyununu izledikten sonra 'o kostüm niye öyle' diye soruyorlarsa 'ben olsam' diye devam edeceklerdir konuşmaya.
bugün kimse yaşadığı gibi yapmıyorsa tiyatroyu, anladığı üzerinden değerlendirmiyorsa izlediği oyunu, kendi değerini artırmak için giriyorsa tiyatro salonuna, reklamı yapılmayan oyunlar unutulup gidiyorsa yer altında; tiyatro yapmanın anlamı yok demektir.
bugün. tam bugün, şu anda, tiyatro yapmak istiyorsa insan. bilmediği sebeplerden. tiyatro yapmanın anlamı var demektir.
peki tiyatro yapmak ne demektir?